Meme başı akıntısı, birçok kadının karşılaşabileceği yaygın bir durumdur. Sıklıkla basit nedenlerden kaynaklansa da, bazı durumlarda ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Özellikle tek taraflı, kendiliğinden gelen ve kanlı olan akıntılar dikkatle değerlendirilmelidir. Bu nedenle “meme başı akıntısı tedavisi” konusunda bilgi sahibi olmak, erken tanı ve doğru tedavi için oldukça önemlidir.
Meme başı akıntısı, meme ucundan kendiliğinden veya bası ile sıvı gelmesidir. Meme ucundan gelen sıvı; berrak, süt renginde, yeşil, sarı, kahverengi ya da kanlı olabilir ve rengi ile kıvamı, altta yatan nedenler hakkında önemli ipuçları verir.
Meme başı akıntısının pek çok nedeni vardır. Tedaviye doğru şekilde yaklaşabilmek için öncelikle nedeni saptamak gerekir.

Meme başı akıntısı yaşayan herkes doktora başvurmalı, ancak şu durumlarda acil değerlendirme gerekir:
Meme başı akıntısı genellikle zararsız nedenlerden kaynaklansa da, bazı durumlarda meme kanseri gibi ciddi hastalıkların işaretçisi olabilir. Bu nedenle akıntı ihmal edilmemeli ve mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Tedavi süreci kişiye özel planlanır ve altta yatan nedene göre ilaç, cerrahi veya onkolojik tedavi uygulanabilir. Erken tanı ve doğru tedavi, hem sağlıklı bir yaşam sürdürmeyi hem de olası riskleri azaltmayı mümkün kılar.
Tedavi için öncelikle akıntının nedeni teşhis edilmelidir. Doktor muayenesi, ultrason, mamografi veya meme MR gibi görüntüleme yöntemleri uygulanabilir. Bu meme görüntüleme yöntemleri meme başı akıntısının teşhisinde çoğu zaman yetersiz kalabilmektedir. Meme kanalından gelen sıvının mikroskobik incelemesi de tanı koyma olasılığı düşük bir yöntemdir. Meme başı akıntısının nedeni en doğru değerlendiren yöntem “DUKTOSKOPİ” dediğimiz süt kanalı endoskopisidir. Bu yöntemde süt kanalına mikroendoskopla girilerek kanalın içi gözle görülebilir ve akıntının nedeni kesin olarak saptanabilir.
Meme başı akıntısında tedavi, altta yatan nedene göre değerlendirilir. Bu nedenle her bir hasta için tedavi süreci ve yöntemleri farklı olabilir.
Gebelik ve emzirme döneminde görülen akıntılar tedavi gerektirmez. Ancak emzirme dönemi dışında süt benzeri akıntı varsa prolaktin düzeyine bakılır. Hormon yüksekliği saptanırsa prolaktini dengeleyen ilaçlar kullanılır.
Bazı ilaçlar meme başı akıntısını tetikleyebilir. Bu durumda doktor, kullanılan ilacı değiştirir veya dozunu ayarlar.
Mastit veya süt kanalı iltihaplarında antibiyotik tedavisi uygulanır. Akıntıya ağrı, şişlik veya kızarıklık eşlik ediyorsa, uygun tedaviyle bu şikâyetler genellikle kısa sürede düzelir. Bazı durumlarda kanalda tıkanıklık gelişirse küçük cerrahi müdahaleler gerekebilir.
İntraduktal papillom gibi iyi huylu tümörler genellikle kanlı akıntıya neden olur. Bu durumda akıntıya yol açan süt kanalı küçük bir ameliyatla çıkartılır. Operasyon küçük bir müdahale olduğundan hastalar kısa sürede iyileşir.

Meme başı akıntıları tek memeden, tek kanaldan ve memeyi sıkmadan kendiliğinden geliyorsa rengi de kanlı veya şeffafsa bu akıntı meme kanserinin erken belirtisi olabilir. Bu durumu DUKTOSKOPİ ile tespit etmek mümkün olabilir. Bu durumda erken tanı konularak tedavi başarısı artar.
Meme başı akıntısı tedavisinden sonra düzenli doktor kontrolleri yapılır. Eğer ameliyatla süt kanalı çıkartılmışsa 6 ay sonra meme görüntüleme yapılır. Daha sonra hastanın yaşına göre uygun meme kontrollerine devam edilir.