Nodülde en önemli nokta, nodülün içinde kanser olup olmadığının saptanmasıdır.
Normal şartlarda tiroid nodüllerinde kanser görülme olasılığı %5 civarındadır.
Ancak sınırları düzensiz bir nodül varsa, nodülün içinde mikrokalsifikasyon dediğimiz kireçlenmeler varsa, nodülün çapı büyükse,
çok genç yaşta, 14 yaş altında ya da 50-55 yaş üstünde tiroid nodülü saptanmışsa, bunlar riski artıran faktörler.
Evet, ancak bazı durumlarda, bazı nodüllerde tiroid kanseri riskinde artış olduğunu bilmekteyiz.
Bunlar nodülün çapının büyük olması, nodülün ultrasonda sınırlarının düzensiz olması, nodülün içinde mikrokalsifikasyon dediğimiz kireçlenmeler olması,
hastanın yaşının 14 yaşından küçük ya da 50-55 yaşından büyük olması, hastanın boyun bölgesinden ışın, radyasyon almış olması,
nodülü olan hastanın ailesinde tiroid kanseri hikayesi olması, bunlar tiroid kanseri riskini, nodüllerdeki riski artıran durumlar.
Bu tip durumlarda mutlaka o nodüle iğne biyopsisi uygulamak lazım.
İğne biyopsisiyle nodülün kesin tanısını koymak gerekir.
Nodülün iğne aspirasyon biyopsisi sonucunda kanser olduğu saptanmışsa, bir an önce bu hastalar ameliyat olmalı.
Ancak nodül çapı küçükse, ekstra bir risk faktörü yoksa ve iğne biyopsisi de benin gelmişse,
bu hastaların takibinde hiç problem yoktur, ameliyatsız takip edilebilirler.