İstanbul İntraduktal papillom, genellikle meme süt kanallarının meme ucuna yakın kısmında süt kanalının içinde oluşan oluşumlardır. Bazen meme ucundan uzakta ve birden fazla papilloma (papillomatozis) gözlemlenebilmektedir.
İstanbul İntraduktal papillomlar meme ucuna yakın bölgede bir süt kanalının içinde, genellikle orta yaşlı kadınlarda ortaya çıkmakta ve meme başı akıntılarına sebep olmaktadır.
İntraduktal papillom, meme başının arkasında bulunan süt kanalcıklarının içinde meydana gelen iyi huylu tümörler olarak tanımlanabilmektedir. İntraduktal papillomlar meme başında çoğunlukla kanlı veya şeffaf olmak üzere, bazen de sarı, yeşil veya kahverengi meme başı akıntılarına sebep olabilirler.
İntraduktal papillom durumunda, hastaların şikayetlerinin temelini meme başından gelen kanlı akıntı oluşturmaktadır.
İntraduktal papillomun belli başlı özelliklerini şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
İntraduktal papillom, meme kanseri açısından minimal risk içeren bir durum olarak ele alınmaktadır. Ancak yine de tanı ve değerlendirmeler sonucunda gerekli görülmesi durumunda, içinde bulunduğu süt kanalı ile birlikte cerrahi olarak çıkartılması gerekebilmektedir.
Meme ucuna yakın ya da meme ucundan uzakta ortaya çıkabilecek olan intraduktal papillomun tanısı, temel olarak şu yöntemlerle gerçekleştirilmektedir:
Galaktografi (veya Duktografi); Meme süt kanalının içine radyoopak madde verdikten sonra direkt grafi çekilerek radyoopak maddenin şüt kanalı içindeki yayılması görüntülenir. Teknik olarak yapılması zor bir yöntemdir. Akıntılı süt kanalının cilde açılan ağzı bulunup oradan yerleştirilen bir kanül içinden süt kanalının içine radyoopak madde verildikten sonra çekilen grafiye bakarak süt kanallarının yapısı hakkında değerlendirme yaılmaktadır. Çok az merkezde uygulanmaktadır. Hatalı sonuç verme oranı yüksek olduğundan, günümüzde pek uygulanmamaktadır. Onun yerine süt kanallarının içini gözle görmemizi sağlayan DUKTOSKOPİ yöntemi uygulanmaktadır.
Duktoskopi; Papillom tanısında son yıllarda uygulanmaya başlanan yeni bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Duktoskopi, meme ucundan milimetrik çapta (0,5mm, 1mm) mikro endoskoplarla süt kanalı içine girerek, süt kanallarının içinin gözle görülerek ayrıntılı bir şekilde incelenmesidir. Duktoskopi yöntemiyle, süt kanallarında bulunabilecek olan lezyonlar direkt olarak gözle görülebilmekte ve en doğru tanı gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca, duktoskopi yöntemiyle hem sitoloji hem de patoloji incelemesi için örnek alınabilmektedir. Duktoskopinin en önemli özelliklerinden biriside sadece tanı amaçlı değil, tedavi amaçlıda kullanılabiliyor olmasıdır. Süt kanalı içinde saptanan bazı intraduktal papillomlar, eğer ince bir sapla süt kanalı duvarına yapışıksa, endoskopik olarak çıkartılabilmektedir. Duktoskopi aletinin çalışma kanalının içinden girilerek papillom sapından kopartılarak süt kanalı içinden ameliyata gerek kalmadan çıkartılabilir. Böylece papillom ameliyatsız tedavi edilmiş olur. Duktoskopinin önemli bir yararı da ameliyat gereken hastalara olmaktadır. Hastalıklı şüt kanalının içindeki papillomun bulunduğu bölgeye işaret konularak ameliyat sırasında hastalıklı bölgenin bulunması kolaylaşır ve yanlış bir ameliyat yapılması önlenmiş olur.
Süt Kanalı Eksizyonu (Duktus Eksizyonu); Genellikle cerrahlar tarafından hem meme başı akıntısının sona ermesi hem de çıkartılan süt kanalının patolojik incelemesi yapılarak kesin tanı konulabilmesi için sıklıkla tercih edilen yoldur. Kanal eksizyonu sırasında, meme başının kenarındaki koyu renkli yuvarlak bölümün (areola) hemen yanından, küçük bir kesi (2-3cm.) yapılmakta, süt kanalı ve içindeki papillom, çevresindeki çok az miktarda meme dokusuyla birlikte çıkartılmaktadır. Çıkartılan bu parçaların patolojik olarak incelenmesiyle kesin tanı konulabilmektedir.
İntraduktal papillomlar meme süt kanallarının içinde gelişen genellikle iyi huylu tümörlerdir. Orta yaşlı kadınlarda daha sık oluşmakta ve meme başı akıntılarına sebep olmaktadır. Meme başı akıntısı genellikle tek memeden, tek bir süt kanalından, kanlı veya su gibi şeffaf renkte olmaktadır. İntraduktal Papillomlara bağlı meme başı akıntıları memenin sıkılmasına gerek kalmadan kendiliğinden gelmekte ve genellikle hastanın iç çamaşırında leke yaparak farkedilmektedir.
İntraduktal papillomlar çok azda olsa kanserleşme riski taşıdıkları için teşhis edildiklerinde küçük bir ameliyatla çıkartılmalı ve patolojik incelemesi yapılmalıdır.
İntraduktal papillomların en sık rastlanan belirtisi patolojik meme başı akıntısı dediğimiz tek memeden tek süt kanalından gelişen ve memeyi sıkmadan kendiliğinden gelen kanlı veya şeffaf görünümdeki meme başı akıntılarıdır. Bazı intraduktal papillomlar belirli bir süre hiçbir şikayet yapmadan ve meme başı akıntısına neden olmadan süt kanalının içinde bulunabilir. Bunlar dikkatli yapılan meme ultrasonunda genişlemiş süt kanalının içerisinde kitlenin görülmesi ve doppler ultrasonografi yapılarak kitlenin içinde kan damarları olduğu görülerek teşhis edilebilir.
İntraduktal papillom memede süt kanalı içinde gelişen genellikle iyi huylu, milimetrik boyutlu tümörlerdir. Oluşma tam olarak bilinmemektedir. Meme dokusu, fibröz doku ve kan damarlarından oluşan intraduktal papillomlara, hücre bölünme hızının yüksek olması nedeniyle, proliferatif lezyonlar denmekte ve kanserleşme riski olduğu kabul edilmektedir. En sık 35-55 yaşlarında rastlanır. Papillomu ve süt kanalının etkilenen kısmını çıkarmak için cerrahi uygulanır. Biyopsi sonucu kanser riski saptanmışsa ek tedavi gerekebilir
Hem ailede (özellikle 1. Derece yakınlarında) meme kanseri olması, hemde proliferatif lezyon olarak kabul ettiğimiz intraduktal papillom bulunması meme kanseri riskini artıran durumlardır. İkisinin birlikte olması riski daha da artırır. Bu nedenle kan bağı olan yakınlarında meme kanseri olan ve memesinde intraduktal papillom saptanan hastalara intraduktal papillomun içinde bulunduğu süt kanalının çıkartılması şeklinde cerrahi işlem uygulanması uygun olur.
İntraduktal papillomun saptandığı zaman papillomun vücutta bırakılmayıp çıkartılması tüm dünyada genel kabul gören bir uygulamadır. Bazı intraduktal papillomların ameliyatsız endoskopik yöntemle çıkartılması mümkün olabilmektedir. Endoskopik papillomektomi denen bu yöntem Dünyada ilk kez Prof.Dr.Ömer Bender tarafından bulunmuş ve geliştirilmiştir. Bu yöntem sayesinde Duktoskopi işlemi sırasında bazı papillomlar (ince bir bağlantıyla süt kanalı duvarına yapışmış olanlar) ameliyatsız süt kanalından çıkartılabilir. Eğer intraduktal papillom geniş bir tabanla süt kanalı duvarına yapışıksa endoskopik olarak çıkartılması mümkün olmayacağından ameliyatla çıkartılmalıdır. Ameliyat papillomun içinde bulunduğu süt kanalının papillomla birlikte çıkartılması şeklinde yapılır. Papillomun yeri ve içinde bulunduğu süt kanalının duktoskopi sırasında işaretlenmesi ameliyat için yol gösterici olmakta ve ameliyatın başarı şansını artırmaktadır.
İntraduktal papillom süt kanalından duktoskopi sırasında endoskopik olarak çıkartılabileceği gibi içinde bulunduğu süt kanalıyla birlikte ameliyatla da çıkartılabilir. İntraduktal papillomların süt kanalı içinden ameliyatsız endoskopik olarak çıkartılması dünyada ilk kez Prof. Dr. Ömer Bender’in buluşu olan endoskopik papillomekomi yöntemiyle ülkemizde gerçekleştirilmiştir. Eğer süt kanalı içindeki papillom tekse ve süt kanalı duvarına ince bir sapla yapışmışsa bu papillomlar endoskopik olarak çıkartılabilirler. Ancak birden fazla sayıda ve süt kanalı duvarına geniş bir tabanla yapışık durumdaysa endoskopik olarak çıkartılamayacağı için ameliyatla çıkartılmadır. Ameliyat sırasında süt kanalının içinde bulunan papillomun yerinin saptanabilmesi için duktoskopi sırasında işaretleme yapılmalıdır. İşaret sayesinde ameliyat sırasında papillomun bulunduğu süt kanalının bulunması ve çıkartılması mümkün olur